Düşünme yetilerini ve hafızayı güçlendiren beyin sağlığına iyi gelen kardiyo egzersizleri Koşu, yüzme ve bisiklete binmek gibi kardiyo egzersizlerinin, 20 yıllık dönemde düşünme yetilerini ve hafızayı güçlendirdiği ortaya çıktı.
Bilim insanları, Neurology adlı dergide yayımlanan araştırmayla, kalp sağlığının beyin sağlığına da olumlu etkileri olduğu bilgisinin yeni kanıtlarla sağlamlaştığını söylüyor.
Kardiyo egzersizleri, spor yaparken vücudun oksijeni ne kadar iyi emdiği ve bu oksijenin ne kadarının iletildiğini ölçen bir yöntem.
Minneapolis’teki Minnesota Üniversitesi araştırmacıları, ortalama 25 yaşlarındaki yaklaşık 3 bin sağlıklı kişiyi inceledi.
Araştırmanın ilk yılında koşu bandı üzerinde kardiyovasküler egzersiz testinden geçen üç bin kişiye, aynı test 20 yıl sonra tekrar uygulandı.
Deneye katılanlardan, yorgun düşenlerden, nefesleri kesilene kadar koşmaları istendi.
Araştırma başladıktan 25 yıl sonra yapılan kognitif testlerde, deneye katılanların hafıza ve düşünce yetileri incelendi.
Koşu bandı üzerinde daha uzun süre koşanların, 25 yıl sonra hafıza ve düşünce yetenekleri deneylerinde daha iyi bir performans gösterdiği anlaşıldı.
Deney sonuçları, katılımcıların sigara içmek, diyabet ve yüksek kolesterol verileri düzenlendikten sonra değerlendirmeye alındı.
Egzersiz bunamayı da önlüyor
20 yıl önce ve sonrasında yapılan deneylerde koşu bandı üzerinde geçirdikleri vakit arasında daha az fark olanların, daha çok fark olanlara kıyasla yönetim ve idare konularında daha başarılı olduğu görüldü.
Araştırmanın yazarlarından Dr. David Jacobs, “Çoğu araştırma, sağlıklı bir kalpten, beynin de faydalandığını ortaya koyuyor” dedi.
Dr. Jacobs’a göre bu araştırma, gençlere koşu, yüzme, bisiklete binme ve kardiyo gibi egzersizlerin beyin sağlığını da geliştirdiğini hatırlatan önemli bir araştırma.
Dr. Jacobs, sağlığın toplumsal, fiziksel ve zihinsel açılarını da kapsayan bir egzersiz anlayışının doğduğu görüşünde.
BBC’ye konuşan araştırmacı “Bu, vücudunuzun nasıl işlediği ve yıllar sonra, orta yaşa gelindiğinde kognitif işleve bağlı performansı da kapsayan bir pakettir” dedi.
Alzheimer Topluluğu sözcüsü de, bunama ve kognitif bozuklukların düzenli egzersizle giderilebileceğine dair kanıtların arttığını söylüyor.
Sözcü, orta yaş ve ilerisi dönem ile sağlı yaşam alışkanlıklarının da birbirine bağlı olduğunu, araştırmalara yapılan yatırımların da yaşlanma süreci boyunca beynin nasıl korunacağının anlaşılması için hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor. Kaynak: BBC Türkçe
kalp sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalp sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4/04/2014
Düşünme yetilerini ve hafızayı güçlendiren kardiyo egzersizleri
seyyah1906
4/04/2014 01:14:00 ÖÖ
Yorum yok
1/28/2014
İyi kolesterolün de kötü bir yanı ortaya çıktı kalp krizi riski
seyyah1906
1/28/2014 01:18:00 ÖÖ
Yorum yok
İyi kolesterolün de kötü bir yanı ortaya çıktı kalp krizi riskini arttırıyor 'İyi' kolesterol olarak da adlandırılan HDL'nin normalde damarları açık tuttuğu ve kalp sağlığı için yararlı olduğu biliniyor.
Fakat Cleveland Clinic'e bağlı ekip, bu kolesterolün anormal hale dönüşerek damarları tıkayabileceğini açıkladı.
Ekip, insanların sağlıklı beslenmeye devam etmesi gerektiğini, fakat iyi kolesterol olgusunun sanılandan daha karmaşık olduğunu ifade etti.
LDL ya da 'kötü' kolesterol olarak bilinen düşük yoğunluklu lipoprotein damar çeperinde birikip sert bir tabakaya dönüşerek damar tıkanıklığına ve kalp krizi ile inmelere yol açabiliyor.
Yüksek yoğunluklu lipoprotein HDL kolesterolü ise damar çeperinde birikmek yerine karaciğere nakledildiği için 'iyi' olarak niteleniyor.
Kimyasal değişim
Veriler, kötü kolesterol karşısında iyi kolesterol oranının yüksek olmasının sağlık açısından faydalı olduğunu gösteriyor.
Fakat araştırmacılar, HDL seviyesini artırma amaçlı deneylerin başarılı olmadığını ve iyi kolesterolün sanılandan daha karmaşık bir rolü olduğunu söylüyor.
Nature Medicine dergisinde yayımlanan araştırma, HDL kolesterolünün nasıl bir kimyasal değişim sonucu anormal hale geldiğini ortaya koydu.
Araştırmacılardan Dr Stanley Hazen, HDL kolesterolünün damar çeperinde değişime uğradığını belirtti.
Hazen, "Damar çeperindeki haliyle dolaşımdaki hali arasında çok fark var. Çeperde fonksiyonsuz hale gelip kalp hastalıklarına neden olabiliyor." dedi.
Anormal HDL'nin küçük bir kısmı kan dolaşımına sızabildiği için tespit etmesi mümkün oluyor.
627 hasta üzerinde yapılan deneylerde, kandaki HDL oranına bakarak kalp-damar hastalıkları riskini öngörmenin mümkün olabileceği görüldü.
Dr Hazen, bu verilerin anormal HDL kolesterolü için yeni testlerin ve bunların oluşumunu engelleyecek ilaçların geliştirilmesinde kullanılabileceğini belirtti. (BBC Türkçe)
Fakat Cleveland Clinic'e bağlı ekip, bu kolesterolün anormal hale dönüşerek damarları tıkayabileceğini açıkladı.
Ekip, insanların sağlıklı beslenmeye devam etmesi gerektiğini, fakat iyi kolesterol olgusunun sanılandan daha karmaşık olduğunu ifade etti.
LDL ya da 'kötü' kolesterol olarak bilinen düşük yoğunluklu lipoprotein damar çeperinde birikip sert bir tabakaya dönüşerek damar tıkanıklığına ve kalp krizi ile inmelere yol açabiliyor.
Yüksek yoğunluklu lipoprotein HDL kolesterolü ise damar çeperinde birikmek yerine karaciğere nakledildiği için 'iyi' olarak niteleniyor.
Kimyasal değişim
Veriler, kötü kolesterol karşısında iyi kolesterol oranının yüksek olmasının sağlık açısından faydalı olduğunu gösteriyor.
Fakat araştırmacılar, HDL seviyesini artırma amaçlı deneylerin başarılı olmadığını ve iyi kolesterolün sanılandan daha karmaşık bir rolü olduğunu söylüyor.
Nature Medicine dergisinde yayımlanan araştırma, HDL kolesterolünün nasıl bir kimyasal değişim sonucu anormal hale geldiğini ortaya koydu.
Araştırmacılardan Dr Stanley Hazen, HDL kolesterolünün damar çeperinde değişime uğradığını belirtti.
Hazen, "Damar çeperindeki haliyle dolaşımdaki hali arasında çok fark var. Çeperde fonksiyonsuz hale gelip kalp hastalıklarına neden olabiliyor." dedi.
Anormal HDL'nin küçük bir kısmı kan dolaşımına sızabildiği için tespit etmesi mümkün oluyor.
627 hasta üzerinde yapılan deneylerde, kandaki HDL oranına bakarak kalp-damar hastalıkları riskini öngörmenin mümkün olabileceği görüldü.
Dr Hazen, bu verilerin anormal HDL kolesterolü için yeni testlerin ve bunların oluşumunu engelleyecek ilaçların geliştirilmesinde kullanılabileceğini belirtti. (BBC Türkçe)
3/24/2013
2/05/2013
4/18/2012
iyimser insanların kalp hastalıklarına yakalanma ve felç geçirme riski daha az
seyyah1906
4/18/2012 02:06:00 ÖS
Yorum yok
Harvard Üniversitesi'nin 200 araştırmadan derlediği veriler iyimser insanların kalp hastalığına yakalanma ya da felç geçirme riskinin daha düşük olduğunu ortaya koydu.
İyimser insanlar genel olarak daha sağlıklı oldukları gibi kolestrol ve yüksek tansiyon gibi hastalıklara da daha nadir yakalanıyorlar.
Stres ve depresyon ile kalp hastalıkları arasındaki bağlantı ise zaten daha önceden kanıtlanmıştı.
Yapılan son inceleme için bilimadamları hastaların hem psikolojik hem de kardiyovasküler incelemelerinin kayıtlarının tutulduğu vakaları gözden geçirdi.
Araştırma sonucunda iyimserlik, yaşanılan hayattan duyulan tatmin ve genel olarak mutluluk gibi özeliklerin kişinin sosyal konumuna, yaşına, kilosuna ve sigara içip içmediğine bakılmaksızın kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini düşürdüğünü ortaya çıkardı.
İyimser insanların kalp hastalığına yakalanma oranı kötümserlerden %50 daha az.
Kanıt yok
Araştırmacılardan Dr Julia Boehm incelemelerinin kesin kanıtlar sunmadığının altını çizdi ve ''Sadece psikolojik durum ile kalp hastalığı arasında bir bağlantı bulduk'' dedi.
Psikolojik olarak ''iyi'' durumda olmanın objektif bir biçimde ölçülüp ölçülemeyeceği zaten tartışma yaratan bir konu.
Ayrıca araştırmada ''iyimser'' insanların yaşam tarzlarının da kötümser kişilere göre daha sağlıklı olduğu görüldü.
Sonuçlara göre iyimser insanlar daha sağlıklı besleniyor ve daha çok spor yapıyor.
Ancak tüm bunlar göz önünde bulundurulunca bile iyimserlik ve mutluluğun kalbe iyi geldiğini kabul etmek gerekiyor.
Şimdiye kadar kalp hastalıkları ve psikolojik durum arasındaki bağlantıyı araştıran araştırmalar genellikle stres ve endişe üzerine çalışmıştı.
İngiliz Kalp Vakfı Baş Hemşiresi Maureen Talbot ''Bu hastalıklar ile akıl sağlığı arasındaki bağlantı oldukça komplike ve hala tam olarak anlaşılabildiğini söylemek mümkün değil'' dedi.
Talbot ''Ancak bu araştırma zaten tahmin ettiğimiz bir şeyi doğruladı. Psikolojik olarak iyi durumda olmak sağlıklı bir yaşam sürmenin önemli bir bölümü'' dedi
Hemşire ayrıca araştırma sonuçlarının sağlık görevlilerinin psikolojiye vermeleri gereken önemi de gösterdiğini söyledi.
10/30/2011
tıbbi ilaçların reklamı yasak ama bitkisel ilaçlarda böyle bir sınırlama yok
seyyah1906
10/30/2011 03:15:00 ÖS
Yorum yok
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) tarafından “Kalbiniz Kıtaların Buluştuğu Yerde Atsın” sloganıyla 27-30 Ekim tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “27. Ulusal Kardiyoloji Kongresi” dün başladı.
Ortadoğu’dan Balkanlar’a dek dünyanın çeşitli ülkelerinden 5 bine yakın katılımcının beklendiği kongrede, kalp sağlığı alanında yeni teknolojiler ve son tedavi yöntemleri ele alınacak. Kongrede konuşan Prof. Dr. Oktay Ergene, bitkisel ilaçların kullanımının, basın yoluyla kamuoyuna duyurulmasının yanı sıra, sözde hekimler ve sözde eczacılar tarafından da yaygın hale getirilmeye çalışıldığını belirterek bitkisel kökenli bazı maddelerin bir ilaçmış gibi ulusal ve lokal yayın yapan bazı televizyon kuruluşlarında, bazı internet sitelerinde pazarlandığını ve satışının yapıldığını söyledi.
Ergene, “Hastalar, modern tıbbın önerdiği ilaçları tamamen bırakmayı tercih edebiliyor ve yaşam kalitelerinde azalmalar meydana geliyor. Bu konuyla ilgili bizim bilgimize ulaşan, ancak iki olgu var. Ama sayının daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Tıbbi ilaçların reklamının yapılması yasak, ama buna karşılık, hiçbir kanıtı olmayan geleneksel ilaçların veya bitkisel katkı maddeleri olan bu tür maddeler için sözde sağlık programları adı altında reklamlar ve satışlar yapılıyor. Haksız gelir elde ediliyor. Türk milletinin kalp-damar sağlığıyla ciddi şekilde oynanıyor. Bu tür tedavileri kullandığını iddia eden bitkisel sözde şifacılar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi.
4/05/2011
fazla mesai yapanların normal mesai yapanlara göre kalp krizi riski daha fazla
seyyah1906
4/05/2011 04:55:00 ÖS
Yorum yok
Londra Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, fazla mesai yapmanın kalp krizi geçirme riskini artırabileceğine işaret ediyor.
Buna göre, günde 11 saat çalışanların, dokuz-beş mesaisi yapanlara göre kalp sorunları yaşaması olasılığı yüzde 67 daha fazla.
Araştırma kapsamında yaşları 39 ile 62 arasında değişen binlerce kişi 11 yıl süreyle izlendi.
Bu süre içinde 192 kişi kalp krizi geçirdi.
Kötü beslenme, sigara ve alkol tüketimi, yüksek tansiyon ve kolesterolün riski artırdığı ve hatta ölümcül kalp hastalıklarına neden olabildiği biliniyordu.
University College London'daki araştırmaya başkanlık eden Dr. Mike Knapton, şimdi risk faktörleri arasına fazla mesainin de girebileceğini söyledi.
Knapton, ""Araştırma kapsamında kalp krizi faktörlerini belirlemek için yedi bin kadın ve erkek memuru izledik. Günde 11 saat çalışmanın yedi ya da sekiz çalışmaya kıyasla kalp krizi geçirme riskini artırdığını gördük. Bunun bir rastlantı mı yoksa aralarında bir ilişki mi var henüz bilemiyoruz" dedi.
Yine de bu verinin, kalp krizi geçirme riski olan hastaların korunması açısından büyük önem taşıdığını belirten Dr. Knapton, "Bu sonuç, fazla mesai yapan insanlara çalışma saatlerini azaltmaları için bir uyarı olabilir. Çünkü yeni bir risk faktöründen söz ediyoruz. Ama şu aşamada daha az çalışmanın kalp krizi riskini azaltabileceğini de söyleyemiyoruz." diye konuştu.
Knapton, bu çalışma temel alınarak, ileride yaşam tarzı ve çalışma koşullarındaki değişikliklerin kalp krizi riskini azaltma olasılığı konusunda araştırmalar yapılabileceğini söyledi.
bbc türkçe sağlık
4/01/2011
sigara içiyorsanız 15 yıl yanlış besleniyorsanız 30 yıl daha yaşlısınız
seyyah1906
4/01/2011 10:47:00 ÖS
Yorum yok
Yeni doğmuş bir bebeğin kalp ve damar yaşı, fiziksel yaşla aynı. Yani 0. Ancak 1 yaşından itibaren beslenmeye ve yaşam tarzına bağlı olarak fiziksel yaşla kalp damar yaşı farklılaşmaya başlıyor.
Sigara kalp damar yaşını 15, sınav stresi 5, obezite ise 30 yıl ilerletiyor. 7-8 yaşlarında obez bir çocuğun damar yaşı ise 38.
Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp ve damar yaşına olumsuz etki eden faktörler hakkında bilgi verdi.
İnsanların iki türlü yaşı vardır; biri takvim, diğeri de damar yaşıdır. Yeni doğmuş bebeğin hem takvim hem de damar yaşı 0’dır. Ancak bunlar birlikte ilerlemez. Çünkü insan yaşamını yakından ilgilendiren ancak uzak durulması gereken çok önemli faktörler, kişiden önce kalbini ve damarlarını yaşlandırıyor.
Kişinin 1 yaşından itibaren kalp ve damar yaşı hızla büyümeye, fiziksel yaşın onlarca yıl önüne geçmeye başlıyor.
Sigara içiyorsanız 15 yıl daha yaşlısınız!
Sigara içen kişiler, takvim yaşından 15 yaş daha yaşlı olduklarını bilmelidir. Çünkü sigara, kalp damar yaşını 15 yıl ilerletiyor. Yani sigara tiryakilerinde damar yaşı, 15 yıl önden gidiyor. 20 yıl, günde 1 paket sigara içen bir insanın, ömrünün 5-10 yıl daha kısa olduğu kesinlikle bilinmelidir.
Yanlış beslenme kalbi 30 yıl ileri götürür
Yanlış beslenme de kalbi yaşlandıran en önemli risk faktörlerinden biridir. Sağlıksız beslenme, kalp ve damar yaşını 30 yıl ileri götürmektedir. Amerikan Kalp Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre; 10-15 yaşındaki obez çocukların damar yaşının 45 olduğunu saptanmıştır.
cumhuriyet portal
3/02/2011
günde ortalama bir saat şekerleme yaparak kalbinizi koruyabilrsiniz
seyyah1906
3/02/2011 11:45:00 ÖS
Yorum yok
İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Pensilvanya'daki Allegheny Üniversitesinden bir grup bilim adamı, araştırmaya katılan 85 sağlıklı üniversite öğrencisinden önce uyku kalitelerine yönelik bir form doldurmalarını istedi.
Karmaşık bir zihin egzersizinin ardından katılımcıların kan basınçlarını ölçen bilim adamları, her vakanın tansiyonlarının ve kalp atış hızlarının farklı seviyelerde de olsa arttığını tespit etti.
Daha sonra katılımcıları iki gruba ayıran bilim adamları, ilk gruptakilerden 1 saat kadar şekerleme yapmasını istedi,; ikinci gruptaki katılımcıların ise gün içinde uyuması yasaklandı. Araştırmanın sonunda, gün içindeki 1 saatlik uykunun ardından kan basıncı seviyesinin nasıl normale döndüğünü gözlemleyen bilim adamları, insanların kendilerini stresli, yorgun ve sinirli hissettikleri anlarda şekerleme yapmak için zaman ayırması önerisinde bulundu.
cumhuriyet portal
1/23/2011
akdeniz diyeti kalp hastalıkları riskini yüzde onbeş azaltıyor
seyyah1906
1/23/2011 07:18:00 ÖS
Yorum yok
ABD'de orta derecede kalp hastalığı riski olan kişiler üzerinde yapılan araştırma, üç ay Akdeniz diyeti uygulanan bu kişilerde kalp hastalıkları riskinin yüzde 15 gerilediğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, sağlıklı beslenme trendinin Türk, İtalyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus mutfaklarının karışımı olan Akdeniz mutfağında yoğunlaştığını belirterek, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşan Akdeniz diyeti ile kalp ve damar hastalıklarının önüne geçilebileceği tavsiyesinde bulunuyor.
''Medicana Tıp Günleri'' kapsamında düzenlenen Kardiyoloji Semineri'nde de beslenme ve kalp sağlığına ilişkin yurt dışında yapılan çalışmalar ele alındı.
Seminerde yapılan çeşitli sunumlarda kalp ve damar hastalıklarından korunmada beslenme şeklinin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı beslenme alışkanlığının dönemsel değil, ömür boyu devam etmesi ve yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)